Boşanmada Telefon Kayıtları Delil Sayılır mı?

Deniz Çınar
30 Tem
2 dakikada okunur

Telefon Kayıtları Ne Tür Bilgiler İçerir?

Boşanma davalarında sıkça gündeme gelen “boşanmada telefon kayıtları delil olur mu?” sorusu, özellikle eşlerin sadakat yükümlülüğünü ispatlamak istedikleri durumlarda önem kazanır. Telefon kayıtları:

Arama dökümleri (kim, kiminle, ne zaman konuşmuş)
SMS içerikleri
WhatsApp, Telegram, Instagram gibi mesajlaşmalar
Konum ve GPS verileri

şeklinde sınıflandırılabilir. Ancak her biri aynı düzeyde hukuki delil sayılmaz.

Boşanmada Telefon Kayıtları Delil Olarak Kullanılabilir mi?

Evet, bazı telefon kayıtları boşanma davasında delil olarak kullanılabilir. Ancak belirli koşullara bağlıdır:

1. Arama Dökümleri (HTS Kayıtları)

Eşin başka bir kişiyle sık ve düzenli iletişimi varsa, bu durum aldatma şüphesi yaratabilir.
HTS kayıtları, mahkeme kararıyla GSM operatöründen talep edilebilir.
Sadece arama/sms geçmişi görünür; içerikler değil.

2. Mesaj İçerikleri (WhatsApp, SMS, Instagram)

Eğer eşin telefonuna rızasıyla ulaşılmışsa ve ekran görüntüleri alınmışsa delil olarak kullanılabilir.
Gizlice alınan içerikler özel hayatın gizliliğini ihlal edebilir.
Eşin kendi telefonundan alınmışsa, çoğu mahkeme kabul eder.

3. Konum ve Takip Verileri

Özel uygulamalarla eşin konumu izlenmişse ve rıza yoksa bu deliller genellikle hukuka aykırı kabul edilir.
Mahkeme, özel hayatın gizliliğini korumakla yükümlüdür.

Telefon Kayıtlarıyla Hangi Durumlar İspatlanabilir?

Sadakat yükümlülüğünün ihlali (aldatma)
Ağır hakaret ve kötü muamele (mesaj içerikleriyle)
Terk, ilgisizlik, ilgisiz davranışlar
Ekonomik şiddet (aile içi baskı mesajları)

Hukuka Aykırı Deliller Kullanılabilir mi?

Hayır. Hukuka aykırı yollarla elde edilmiş (örneğin şifre kırılarak alınmış ekran görüntüsü, gizli ses kaydı, konum takibi) deliller, mahkeme tarafından reddedilir. Bu delilleri kullanmak ayrıca cezaî sorumluluk da doğurabilir.

Avukatla Süreç Yönetiminin Önemi

“Boşanmada telefon kayıtları delil olur mu?” sorusunun cevabı, delilin elde ediliş şekli ve kullanımıyla doğrudan ilgilidir. Delilin mahkemeye sunulması, doğru şekilde değerlendirilmesi ve hukuka uygunluğu, bir aile hukuku avukatı tarafından değerlendirilmelidir.